Afet Sonrası Çocuklara Yönelik Akut Psikososyal Destek Önerileri
Deprem felaketinin tüm acısını çocuklarımız da yaşadı. Afet sonrası çocuklara yönelik gevşeme ve regülasyona yönelik resim alıştırmalarını derledik.
Gevşeme Alıştırması: Hayali Limonata
Çocukların el ve kollarında gevşeklik oluşturmak ve vücut farkındalığını desteklemek amacıyla “Hayali Limonata” oyununu oynayabilirsiniz.
Bu oyunun daveti şöyle başlar: “Çok susadık, şöyle tatlı bir limonata yapmaya ne dersin?” Çocuk daveti kabul ettiğinde ise hayali limonlar ele alınır.
“Şimdi her iki elinde birer limon tuttuğunu düşün. Ben de iki limon alıyorum. Şimdi elimizdeki limonları sıkalım. Limonların bütün suyunu bu hayali sürahiye dolduralım.
Ellerimiz ve kollarımız iyice geriliyor. Ha gayret! Biraz daha limon suyu lazım! Son 10 damla kaldı. Haydi 10’dan geriye doğru sayalım. 10… 9… 8… (..) 3… 2… 1… İşte bitti!
Şimdi ellerimizi açalım ve limonları bırakalım. (Elleri silkeleyerek) Vay be! Ne kadar da çok sıkmışız. Şimdi iyice gevşetelim ellerimizi.”
Gevşeme Alıştırması: Güneşte Uyuyan Kedi
Bu alıştırmada çocuklarla kol ve bacakların mümkün olduğunca gerilmesi hedeflenmektedir. “Güneşte Uyuyan Kedi” isimli bu destek oyunu, muzip bir oyun davetiyle başlar: “Hava ne kadar güzel, güneş açmış! Güneşte uyuyan bir kedi olmaya ne dersin?”
Çocuk daveti kabul ettiğinde oyundaki tüm katılımcılar birer kedi rolünü alırlar. Bu kediler uyuklarken bir yandan da kollarını ileriye doğru uzatıp iyice gerinmektedirler. Oyunda eller uzatılabildiği kadar uzatılır.
“Vay canına! Omuz ve kollarım ne kadar da uzayabiliyormuş meğer! Uyuyan kediler geriniyorlar… Daha fazla geriniyorlar… (Esner).”
Kedi taklidinin yapıldığı bu eğlenceli anların ardından kollar gevşetilir. İki yana düşer. “Bu gevşeklik ne güzelmiş böyle! Aa, bu kedilerin yeniden uykusu mu geldi? (Esner).”
Çocuk oyuna devam ettiği müddetçe bu esneme ve gerinme hareketleri tekrarlanır.
Gevşeme Alıştırması: Kabuğuna Çekilen Kaplumbağa
Bu destek oyununda katılımcılar kaplumbağa taklidi yaparlar. Oyun boyunca yavaşlık ve hız arasındaki geçişler alıştırmaya eğlence katabilir.
Oyun, “Ben çok yavaş yürüyen bir kaplumbağayım.” şeklindeki taklit cümlesiyle açılır. Oyunu başlatan kişi abartılı bir yavaşlıkla yürümeye başlar.
“Sıcak kumlarda yürüyorum. Bir ses duydum sanki! Hemen başımı kabuğuma doğru çekeyim. (Omuzlarını kulaklarına doğru kaldırır. Başını aşağıya doğru eğer.) Böyle biraz saklanayım en iyisi.”
Bu esnada omuzlar yukarı kalkar, baş hayali kaplumbağa kabuğunun içerisine saklanır. Saklandığında, “Başım kabuğumun içinde güvende.” denir. “Ah, meğer bu ses sadece bir karganın sesiymiş. Başımı tekrar dışarı çıkartabilirim. Oh, rahatladım! Dışarısı güvenli, artık gevşeyebilirim.”
Gevşeme Alıştırması: Sakız Seven İnek
Bu oyunda katılımcılar inek taklidi yaparlar. Yüz ve ağzın ineğin geviş getirmesine benzer şekilde hareketlerle gevşemesi hedeflenir.
Oyun, “Ben bir ineğim. Bilirsin, inekler sürekli geviş getirirler.” şeklindeki taklitle başlar.
“Ama benim bir farkım var. Ben sakızları çok seviyorum. Sen de sever misin?”
Daha sonra oyunda sakız çiğneyen inek taklidi ile devam eder.
“Şimdi ağzıma kocaman, sert bir sakız alıyorum. Aaa! Bu sakızı çiğnemesi ne kadar zor.” (Ağzında zorla sakızı çiğnemeye çalışan komik hareketler yapar.)
Sakız çiğnenmesi zor bir şekilde eğlenceli bir şekilde ağızda döndürülür. “Çiğnemeye çalışıyorum ama çiğneyemiyorum. Sende kaç sakız var? Benim ağzımda galiba tam 5 tane sakız var!” (Ağız doluymuş, konuşamıyormuş gibi komik taklitler yapılır. Neticede bu durumda o kadar zorlanır ki sakızı ağzından çıkartır.)
“Oh, rahatladım şimdi. Şu çenemi biraz gevşeteyim. Meğer sakız çiğnemek ne zormuş!”
Gevşeme Alıştırması: Yaramaz Sinek
Oyun bir sinek taklidiyle başlar. “Vızzz… Vızzz” sesleri çıkartarak odada bir süre sinek gibi uçuş yapılır. Sanki odada hayali bir sinek uçuyordur.
“Burada çok yaramaz bir sinek var. Aaa, burnuma kondu! Şimdi ellerimi kullanmadan onu kovmaya çalışacağım.”
Oyun katılımcıları ellerini kullanmadan yüzlerini buruşturur, kaşlarını kaldırıp indirir, burunlarını sıkıp bırakır, ağızlarını açıp kapatır, yanaklarını oynatmaya çalışırlar.
“Şimdi kaşlarını kaldır. Yine gitti. Yanağına kondu, yanağını oynatmalısın! Şimdi de alnını kırıştırarak kov onu! Harika! Yaramaz sineği kovaladık.”
Gevşeme Alıştırması: Doğum Günü Pastası
Oyun bir doğum günü kutlaması heyecanıyla açılır. “Heey bugün kimin doğum günü! Senin mi? Evet evet. Bugün senin doğum gününü kutluyoruz. İşte sana kocaman bir pasta!”
Oyuna katılan çocuğa kocaman, zar zor taşınan bir pasta sunulur. “Hayatımda gördüğüm en büyük pasta bu olmalı! Şuna baksana, üzerinde 100 tane mum var. Mumları söndürmek için çooook güçlü bir nefes gerek.”
Hep birlikte havayı içlerine çekerler. Karınlarını havayla doldururlar. Bu esnada karnın şişip şişmediğini kontrol ederler. “Baksana kocaman bir göbek oluştu sende de. Şimdi güçlü bir rüzgar gibi mumları söndürelim.”
Çok güçlü bir nefesle pastanın mumlarını söndürmeye çalışırken, mumların tamamının sönmediğini fark ederler: “O da nesi! Mumların hepsi sönmedi. Haydi bir güçlü nefes daha!”
Duygusal Regülasyona Yönelik Resim Alıştırmaları: Kalbimdeki Renkler
Bu etkinlik için gerekli olan malzemeler, kağıt ve boya kalemleridir.
Boş bir kağıda büyük bir kalp çizilir. Altına da 6 tane kare çizilir. Her bir kareye bir duygu ismi verilir. (Korku, neşe, kaygı, heyecan, özlem, merak gibi.) Çocuktan her bir karenin içini farklı renklerle boyaması istenir.
Çocuk kareyi boyadıktan sonra, bu duyguların kendisindeki yoğunluğuna göre kalbi de o şekilde boyaması söylenir.
Kalp renklendikten sonra, ortaya çıkan renkler hakkında konuşulur. “Kalbinde neşe rengi ne kadar fazlaymış! Burada biraz kaygı varmış…”
Tüm duyguların kabul edildiği ve normal olduğu üzerine konuşulur.
Çocuğa hangi rengi arttırmak istediği sorulur. O rengi arttırmak için ne yapılabileceği sorulur ve çocukla duyguları hakkında sohbet edilir.
Duygusal Regülasyona Yönelik Resim Alıştırmaları: Karala Gitsin!
Bu etkinlik için de gerekli malzemeler kağıt ve boya kalemleridir.
Çocuğa bir kağıt verilir. Çocuktan kağıdın bir tarafına, “kendisini iyi hissettirmeyen” bir şey çizmesi istenir. Diğer tarafına ise olmasını istediği bir şeyin çizilmesi istenir. Çocuğa “istemediği” şeyin üstünü istediği kadar karalayabileceği söylenir.
Çocuğun olmasını istediği şeylerle ilgili sohbet edilir. “Demek burada bir şeker olmasını isterdin. Peki bu şeker ne renk olurdu? Tadı nasıl olurdu? Şekerlerle dolu bir dükkan bulabilir miyiz? Başka kimlere şeker alalım?” şeklindeki sorularla sohbet ilerler.
Mümkünse gerçekçi, değilse çocuğun kahkaha atmasını sağlayacak bir diyalog geliştirilir.